Yaratılma sebebimiz
Allah, davranış ve eylem bakımından hanginizin daha iyi ve güzel olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.
Mülk 3
Karşıtlıklar yasası
Bize bahşedilen bu hayat karşıtlıklarla vardır ya da karşıtlıklarla ayakta durur.
İyilik - kötülük, aydınlık - karanlık, gece - gündüz, erkek - dişi, güzel, çirkin gibi birbirine muhtaç zıtlıklar içinde yaşarız. Bu doğa yasasıdır. Şikayeti olmaz.
Kötülük olmadan iyilikten söz edilemez. Hastalık olmadan sağlıktan bahsedilemez. Hayat ve ölüm de birbirinin hem karşısında yer alan, hem de birbirini tamamlayan iki gerçekliktir. ölüm olmasaydı hayat ta olmayacaktı. Yaratılan herşeyin başı olduğu gibi sonu da vardır. çünkü allahtan başka sonsuz olan birşey yoktur.
Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre olarak yaratmıştır.
Rum 8
Allah, herşey için bir ölçü kılmıştır.
Talak 3
Kaderdeki rahmet
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır.
öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size (Allah'ın) verdikleri dolayısıyla sevinip-şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.
Hadid 22-23
İyi ve kötü
Yaratılma sebebimizin tanımında iyi, güzel davranış ile denenmekten bahsediyor.
Dünya bizim için sonunda karşılığı verilecek olan geçici bir deneme sahasıdır.
İyi davranışımızın karşılığında güzellikle, kötü davranışımızın karşılığında ise cezayla karşılaşacağız .
İyi davranışın, kötü davranışın test edilebilmesi için bize nimetler ve belalar verilmiş. Yani iki karşıt durumla sınanıyoruz.
Biz insana yolu gösterdik; artık o ya şükredici olur ya da nankör.
İnsan3
Peygamberlerin haline bakılırsa iyi davranışa örnek gösterilecek biri, nimet verildiğinde allaha teşekküreder, başa çıkamadığı bir bela da ise allaha saygısından ses çıkarmadan sabırla onun geçmesini bekler.
Değiştirmeye gücümüz yetmediği kaderin baskın olduğu zamanda tepki göstermek Allahın hükmünü tanımamak olur, bu bizi hayra götürmez. Başımıza gücümüz yetmeyen birşey geldiğinde Teslimiyet ve rıza göstermek gerekir.
Kuranda iyiliğin tanımı şöyle geçer :
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere özgürlükleri için veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.
Bakara177
Zorda, Hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenlerin tutumu.
Bunlar bizim nasıl davranacığımıza bakılması için açığa çıkan belalar cinsinden.
Sabredersek iyilerden yazılıyoruz. İsyan edersek kötülerden yazılıyoruz.
Belalar
Size isabet eden her musibet ellerinizin kazandığı dolayısıyladır. (Allah,) çoğunu da affeder.
Şura 30
çektiğimiz sıkıntıların bir kısmı, bilerek ya da bilmeyerek yaptığımız hatalar sonucunda süreç içinde derinleşip kendimize geri döner. Herkes için böyledir.
Bunun dışında şöyle bir gerçek daha var.
Kulun eline bir diken batsa yaptığı hatalar, işlediği günahlar affedilir.
Hadis
Kulunun eza görmesine Allahtan daha çok değer veren başka bir varlık yoktur.
Hadis
Bir çocuk hastalandığında gelecekteki hayatında o çektiği sıkıntıya karşılık yapacağı hatalar için toleranslı bir mühlet verilir. Böylece o hastalığın hikmeti gelecekte gizleniyor. Bu sırada onunla dertlenen, onun için çabalayanlar da iyilerden yazılıyor.
Eğer çocuk üzerine sorumluluk yüklenecek yaşa gelmeden ölürse hesapsız cennete girer. Ancak o Allaha seslenip annemle babamı yanıma vermeden cennete girmem der. Bunun üzerine Allah onunla beraber anne babayı da cennete alır. çocuğunu kaybeden anne ve babanın üzüntüsü ve sabırları cennete girmelerine karşılık gelir.
Bununla beraber Allah kulları için cenneti ister. Cennet için ise dünya sevgisini kalpten uzaklaştırmak gerekir, çünkü dünya insanın arzularını, isteklerini, beklentilerini harekete geçiren bir çekiciliğe sahiptir. Bu çekicilik ya da büyü, insanları Allahın koyduğu sınırları çiğneyerek hataya ve günaha sürükleyen bir özelliktedir. Beklentiler, arzular, istekler peşinde olmak insan için mutsuzluk vesilesidir.
Beklentisini arzusunu terkeden kul dünya hırsını da bırakmış olur ve bu onu cennete yaklaştırır. Dünyanın düşük yüzüne karşı ölü gibi olmak insanı korur.
Böylece bu istenmeyen sıkıntılar, belalar bazen nefsin arzularını ve isteklerini köreltmesi açısından bizim için hayırlıdır.
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz.
Bakara 216
Savaşlar konusu
İslam barış demek. Allah insanlar arasında barış diler. Bu barış ise ancak insanların birlik olmasıyla mümkün olur, birliği ise tek bir yol sağlar. Bundan uzaklaşıldığında kaçınılmaz olarak savaş çıkar. Buna sebep insanların kendisidir. İnsanın kendi eliyle çağırdığı Savaşlar hem rahmettir hem de cezadır.
Rahmet olarak savaş
Eğer Allah'ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını def'i (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir.
Bakara 251
Azab olarak savaş
De ki: 'O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından azap göndermeye veya sizi parça parça birbirinize kırdırıp kiminizin şiddetini kiminize taddırmaya güç yetirendir.' Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl çeşitli biçimlerde açıklıyoruz?'
Enam 65
Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonunda bütün işler Allah'a döndürülür.
Hadid 5
Sorumluluk
Bir hadiste söyler, Dünyaya en az verilmiş olan şey adalettir.
Bu başlı başına bir deneme konusudur.
O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelerle yükseltti.
Enam 165
İnsan Allahın yeryüzünde adaleti sağlamakla görevli halifesidir.
çünkü emanetler insana yüklenmiştir. Gücü yetmeyen, gücü yetene emanettir.
Gerçek şu ki, Biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi.
Ahzab 72
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Nisa 135
Ve Allah gerektiğinde zulmün ortadan kalkıp adaletin gelmesi için savaşmayı emreder.
Size ne oluyor ki Allah yolunda ve: 'Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize Katından bir yardım eden yolla' diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaş mıyorsunuz?
Nisa 75
Rıza gösterip oturmak yok, zulüm varsa mücadele var.
Rıza ve teslimiyet kötülüğü değiştirmeye gücümüz olmadığı zaman geçerli.
Allahın yakınlığı ve rahmet
Hepimiz Allah’ın üzerimizdeki rahmetini, nimetleriyle çevremizi nasıl kuşattığını, geçmişimizde yaşadıklarımıza bakarak görebiliriz.
Her zorluğun arkasından yardım gördüğümüzü hatırlarız. Allah işlerimizi halletmek için ince düzeninde olayları denk getirir. O bizimle beraber, biz onu unuturuz o ise her an bizimle.
Ancak bunun hepsi ölçü iledir. Kaldıramayacağımız Fazla nimet ve fazla bela kayba götürür.
Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi kuşatandır.
Nisa 126
Allah, rahmetiyle geniş olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Nisa 130
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez.
Bakara286
Allah bütün mahlukatını rahmetiyle kuşatmıştır. Şahit olduğumuz acı dışardan görüldüğü gibi değildir. Allah kulunun halini en iyi bilir, ona gereken kolaylığı gizlide bahşeder.
O kulun çektiği (ölçüsü konmuş) sıkıntı ise ahiretteki durumunu iyileştirir. Bizim başkası üzerinde gördüğümüz acı karşısındaki üzüntümüz de bizi yüceltir ve Allaha yaklaştırır.
Haksızlık ve zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır.
Hadis
Hiçbirşey boşa gitmez çünkü yaratılış hak üzeredir, içinde zerre kadar batıl, boş yoktur.
Allah herşeyi yerli yerinde yapan adalet sahibidir.
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman olan Allahın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' göremezsin. İşte gözünü çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık , bozukluk ya da çarpıklık görüyor musun?
Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz uyumsuzluk bulmaktan umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir.
Mülk 3-4
Allah kusursuzca varedendir.
Haşr24