Süre ve boyuttan bahsedildiği zaman sınırlılık bunların bir parçasıdır.
Allah, her şey için bir ölçü kılmıştır.
Talak 3
Ölçü sınır demektir. Süre ve boyut Allah’ın yaratmasıyla vardır. Bunların ölçüsü yani sonu vardır.
Kürsü içinde gökler, bir kalkan içine atılmış bir yüzük gibidir. Arş içinde kürsü, bir çölün ortasına atılmış yüzük gibidir.
Hadis
O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır.
Bakara 255
Evren sınırlıdır, kürsü evreni kuşatır, sınırlıdır. Arş da kürsüyü kuşatır, o da sınırlıdır. Bunlar Allah’ın mahlukatıdır.
Hak Melik olan Allah pek yücedir. O'ndan başka ilah yoktur. Kerim olan Arş'ın Rabbidir.
Mü'minun 116
Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Zamanı ve mekanı kendisi yaratmıştır.
Evren genişler, sınırları bellidir. Ancak sonsuz olan genişlemez çünkü bir ucu ya da bir sınırı yoktur. Tektir.
Öncesizdir ve sonrasızdır. Herşey O'dur. Allah'tan başka Bir şey yoktur.
Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz.
Zariyat 47
Sonsuzluk Allah’a aittir. Bu özelliği hiçbir mahluka verilmemiştir. Ahiret hayatı da sonludur. Ancak bize sonsuz gibi gelecektir. Sonsuzluğun içinde sonsuzluk vardır. Ahiret bize göre sonsuzdur ancak Allah’a göre sonludur. Ahiretin sonlu olacağına delil herşeyin ölçü ile yaratıldığını söyleyen ayettir.
(Yer) Üzerindeki herşey yok olucudur; Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (kendisi) baki kalacaktır.
Rahman 26-27
Allah hakikatte var olan tek varlıktır. Sonsuzdur. Tektir. Evren bu herşeyden ibaret olan sonsuzluk içinde bir zerreden ibarettir. Bunu daha iyi kavramak için eşyanın hakikatine bakmak gerekir. Resulullah Aleyhisselam duasında eşyanın hakikatini bilmeyi Allah'tan istemiştir.
Eşya kelimesi Arapçada “şey” in çoğuludur. “şeyler” demektir. “Şeyler” denildiğinde “herşeyi” kapsar.
Eşyadan kastedilen doğadır, bütün varolan (varlık alemi), evren ve içindeki görünen görünmeyen her yaratılmış şeydir. Eşya tüm mahlukattır. Cennet ve cehennem dahi eşyadandır.
Mahlukatın hepsi Allah’ın isimlerinin, sıfatlarının (tecelli) göründüğü suretlerdir. Yaratılmışda batıl, boş ve anlamsızlık yoktur. Amaçtan yoksun değildir. Tüm varlık Allah’tandır ve Allah’a aittir.
Mahlukat hak üzere yaratılmıştır.
Doğadaki herşey, yaratılmış ve heran yaratılmakta olan -ezelde takdir edilmiş olup kader üzere varlık alemine sürülenler- Allah’ın isim, sıfat tecellisiyle vücud bulan resimler ya da şekillerdir.
Her sıfat içinde başka sıfatları barındırır. Gündüz bir tecellidir, gece bir tecellidir. Suretlerin içyüzü manalardır. Manalar suretlerin ruhudur. Yaratılmış tüm varlık Allah’ın tecellisi olarak/ile ayakta durur, görünür olur, açığa çıkar. Bunun delili, Allah’tan bağımsız hiç birşey olmadığını söyleyen yasadır. Allah’ın içinde varolmadığı bir zerre yoktur. Yaratılanın içinde dışında Allah vardır. Allah kuşatandır.
Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, herşeyi kuşatandır.
Nisa 126
Evren ve içindekiler, Allah’ın isimleri ve sıfatları ile hükmü konulmuş yasalar altında kodlanmış, vücud bulmuş görüntülerdir (hologram). Allah, yarattığı hayalin hükümranıdır. Dilediği zaman o görüntüyü değiştirir.
(İsa dedi ki) Ben size çamurdan kuş biçiminde Bir şey oluşturur, içine üfürürüm. O da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir.
Al-i İmran 49
Allah Bir şey dilediği zaman, O'nun emri yalnızca : “ Ol ” demesidir; o da hemen oluverir.
Yasin 82
Bize bildirilen isimler, sıfatlar tecellinin tamamını açıklamaz.
Varlık alemine getirilen bütün eşya suretlerden ibarettir.
Resim ya da şekilden ibaret bir görüntüden olan eşyanın, yaratılmış varlık aleminde olması ya da olmaması birdir. Artısı eksisi yoktur. Allah’ta noksanlık, muhtaçlık yoktur. İçinde yeraldığımız bu varlık alemi, mutlak hakikate etki etmez. Tümü hayal mesabesindedir. Bu alem yoktan yaratılmıştır.
Herşeyden, tüm yaratılmışdan önce Allah vardı, onunla beraber başka birşey yoktu.
Resulullah Aleyhisselam
Şimdi de öyledir.
Hz. Ali
Sonsuza dek değişmeyecek hakikat budur.
Mutlak olan Allah’tır. Hakikat değişmez, birdir. Hakikatte Allah’tan başka bir şey yoktur. Eşya hayalden ibarettir.
Eşyanın hakikati, yokluktur.
Allah’ın tecellisi: Allahın isimlerinin ya da sıfatlarının yansıması, görüntüsü. Ortaya çıkan, zahir olan.
Tecelli kelimesi kökü ciladır. Parlaklık, parlatma.
Tecellietti: parlattı, aydınlattı, berraklaştırdı, örtüsünü açıp günışığına çıkardı, ortaya çıkardı, belirginleşti.