Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver.
Furkan 52
De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah içindir.
Enam 163
Kim Allah için olursa Allah da onun için olur.
Hadis
Peygamberler ençok belaya maruz kalanlardır. En büyük sıkıntıları Allah'ın emrini ulaştırmak için yaşarlar.
Onlar Allah için yaşarlar, Allah için ölürler, sadece hakkı söylerler. Allahın emrinden çıkmazlar. Allah onları sağlamlaştırmıştır. Resullerin arkasından derece derece salih kullar gelir.
Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah'tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur. İncil'deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va'detmiştir.
Fetih 29
Hiç şüphesiz Allah'a ve Resûlü'ne karşı (onların koydukları sınırları tanımayıp kendileri sınır koymaya kalkışmakla) başkaldıranlar; işte onlar, en çok zillete düşenler arasında olanlardır.
Allah, yazmıştır: 'Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de.' Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır.
Mücadele 19 -20
Elçiye varis olan rabbanilerin durumu şu ayetteki gibidir:
Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, Allah'a ve elçisine başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar, ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır; orada süresiz olarak kalacaklardır. Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz Allah'ın fırkası olanlar, felah (umutlarını gerçekleştirip kurtuluş) bulanların ta kendileridir.
Mücadele22
Elçi, nefsine üstün kılınmıştır. Hevası yoktur. Allah'ın halifesidir, Allah'ın yeryüzündeki gölgesidir.
O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz.
Necm 3
Onun takipçileri olan müminler nefsleriyle mücadele ederler. Resulullah bunun yolunu arkadaşlarıyla örnekleyerek göstermiştir.
Resulullah aleyhisselam Harise(ra)'ye 'Senin imanının hakikati nedir?' diye sorduğunda: 'Gecemi uykusuz, gündüzümü susuz geçirdim, nefsimi dünyadan çektim.' diye cevap vermişti. Resulullah ' Arif oldun, bildin, devam et.' buyurdular.
Müminin nefsi dışında diğer mücadelesi insanlara hayrı tavsiye edip kötülükten uzaklaştırmaktır. Nefsini terbiye eden mümin bunun için ehil hale gelir.
Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resulü'ne itaat ederler.
Tevbe 71
Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.
Maide8
Adl, sözlükte, eksik ve fazlalık bakımından aşırıya gitmeksizin orta yolu tutup korumak. Hakkaniyet, doğruluk ve eşitlik. Vasat ile de tefsir edilmiştir. Zulüm ve cevrin zıddı. Adalet, sözlükte, bir şeyi konulması gereken yere koymak. Zulmün tam zıddı. İslam'ın hükmü. Eşitlik, eşit davranış tarzı. Hukukta beraberliğe, orana özen göstermek, haksızlığı terketmek, her hakkı gerçek sahibine devretmek. Bağy'in zıddı olarak da inanç, söz, davranış ve her tutumda aşırılıktan kaçınmak,sınırları çiğnememek, her şeyin itidalinde kalmak, orta yolunu tutmak.
Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Nisa 135
Ey iman edenler, Allah'tan sakının ve doğrulardan olun.
Tevbe 119
Bu ayette, Allah, mü'minleri Allah'ın buyrukları dışına çıkmaktan sakınmaya ve doğrulardan olmaya çağırıyor. Doğru olmak mümin için öncelikli bir mücadeledir. Takva yolunda olan kul, nefs, tabiat ve şeytanla mücadele ederek kendini düzeltmeye çalışır.
Kuran, müminin mücadelesinde yol gösterici rehberdir. Resulullah aleyhisselamın yaşayışı örnektir.
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.
Ahzab 21
Ey Peygamber, kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı 'sert ve caydırıcı' davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.
Tahrim 9
Kim Allah'ı, Resûlü'nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.
Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah'tan korkup-sakının.
Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdiremeyen bir topluluk olmalarındandır.
Maide 55
Ey iman edenler, sizden olmayanları sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük ve zarar vermeye çalışıyor, size zorlu bir sıkıntı verecek şeyden hoşlanırlar. Buğz (ve düşmanlıkları) ağızlarından dışa vurmuştur, sinelerinin gizli tuttukları ise, daha büyüktür. Size ayetlerimizi açıkladık; belki akıl erdirirsiniz.Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitabın tümüne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. De ki: Kin ve öfkenizle ölün. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Size bir iyilik dokununca tasalanırlar, size bir kötülük isabet ettiğindeyse buna sevinirler. Eğer siz sabreder ve sakınırsanız, onların 'hileli düzenleri' size hiçbir zarar veremez. Şüphesiz, Allah, yapmakta olduklarını kuşatandır.
Al-i İmran 118-120
Yazıklar olsun kullara; ki onlara bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Yasin 30
Elçilerin yolundan gidip, islamı anlatmaya çalışıp adaleti ayakta tutmak isteyenler için, iyiliği emredip kötülükten sakındıranlara Kurandan öğütler vardır. Bunlar, insanları karanlıklara ve azaba sürükleyen şeytan, nefs ve tağuttan kurtarıp azaba girmelerini engellemek isteyenlerdir. O insanları cennete çağırır, insanlar ise onu ateşe çağırır.Doğruluk niyetiyle yaşayanın bu sıkıntılarla derecesi yükselir ya da bu eziyet günahlarına kefaret olur.
Ey îman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyunuz.
Tahrîm 6
Ey kavmim, ne oluyor ki ben sizi kurtuluşa çağırıyorken, siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Mü'min 41;
Rahman ve Rahim Olan Allah`ın Adıyla
Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.
Eğer sizi ele geçirecek olurlarsa, size düşman kesilirler, ellerini ve dillerini kötülükle size uzatırlar. Onlar sizin inkâr etmenizi içten arzu etmişlerdir.
Ne yakın akrabalarınız ne çocuklarınız, kıyamet günü size bir yarar sağlar. (Allah) Sizin aranızı ayıracaktır. Allah yaptıklarınızı görendir.
İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: 'Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir.' Ancak İbrahim'in babasına: 'Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez.' demesi hariç. 'Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır.'
'Rabbimiz, inkâr edenler için bizi fitne (deneme konusu) kılma ve bizi bağışla Rabbimiz. Şüphesiz Sen, üstün ve güçlüsün, hüküm ve hikmet sahibisin.'
Andolsun, onlarda sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umud edenlere güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirecek olursa, artık şüphesiz Allah, Ganiy (hiç bir şeye ihtiyacı olmayan), Hamid (övülmeye layık olan)dır.
Mümtehine 1-5
Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından yardımcı bir veli gönder, bize katından bir yardım eden yolla" diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar (müsta'zaf) adına savaşmıyor sunuz?
iman edenler Allah yolunda savaşırlar, inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar; öylese şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli düzeni pek zayıftır.
nisa 75 76
Müsta'zaf: potansiyel güç bakımından zayıf olmadığı halde, başkaları tarafından zayıf bırakılan, güçten düşürülen insanlar, geniş halk yığınları; Allah müslümanlardan bu zayıf bırakılmış insanlar için savaşmalarını ister..
Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. çünkü Allah adalet yapanları sever.
Allah, ancak din konusunda sizinle savaşanları, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkaranları ve sürülüp-çıkarılmanız için arkaçıkanları dost edinmenizden sakındırır. Kim onları dost edinirse, artık onlar zalimlerin ta kendileridir.
Mümtehine 7-9
Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.
Mümtehine 13
Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.Allah, onlara şiddetli bir azab hazırlamıştır. Doğrusu onların yaptıkları ne kötüdür.Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.Ne malları ne çocukları, onlara Allah'a karşı hiç bir şeyle yarar sağlamaz. Onlar, ateşin halkıdır, içinde süresizkalacaklardır.
Onların tümünü Allah'ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O'na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir.
Şeytan onları sarıp-kuşatmıştır; böylelikle onlara Allah'ın zikrini unutturmuştur. İşte onlar, şeytanın fırkasıdır. Dikkat edin; şüphesiz şeytanın fırkası, hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
Mücadele 14 -18
üstteki ayetlerde görülen bu durum; peygamberlere elçilik verildiğinde önce yakın akrabasını uyarması
(ehline namazı emret ve onda kararlı davran. 20/132) ve sonrasında kendisine tabi olanlarla, davetine icabet etmeyip, bireysel çıkarları, hakka başkaldırı,gurur, kibir, kıskançlık, iktidar sevdası, dünya hırsı peşine düşerekhakkı iptal etme sevdasındakilerle arasındaki, sürekli büyüyen, genele yayılan bir savaş.
Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
Kehf 56
Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya yeltendi. Hakkı, onunla yürürlükten kaldırmak için, 'batıla-dayanarak' mücadeleye giriştiler. Ben de onları yakalayıverdim. Artık Benim cezalandırmam nasılmış?
Mü'min 5
Bu zorbalığa karşı verilen bir savaştır. Bu savaşın çıkmasına sebep olanlar, Allah'ın emrini beğenmeyip, bir de üstüne,yalnızca Allah için tuttukları yol nedeniyle insanlara dokunmasalar dokunulmayacak olanlardır. Ancak Allah dilediğini yapar. Hakla batıl açıkça ayrılacaktır.
De ki: Benimle sizin aranızda şahid olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olanı bilir. Batıla inanan ve Allah'ı inkâr edenler ise, işte onlar hüsrana uğrayanlardır."
Ankebut 52
Elbette Allah, kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir.
Talak 3