Subhanallahi velhamdulillahi vela ilahe illallahu vallahu ekber,
Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyul azim..
Allahumme salli ala seyyidina Muhammed.
Bela hergün "nereye yöneleyim?"; der. Allah:" Dostlarıma, bana itaat edenlere! En iyilerini seninle denemeden geçiririm. Sabırlarını denerim. Seninle günahlarını temizlerim, seninle derecelerini yükseltirim.";
Ferah ta : "nereye yöneleyim?"; der.. Allah ise : " Düşmanlarıma, bana asi gelenlere! Bununla daha da azmalarını isterim. Bununla günahlarını bir misline çıkarırım. Seninle onlara acele ederim, gafletlerinden dolayı seninle onların malını, mülkünü çoğaltırım";..
Kudsi hadis
Allahu Teala sevdiği kullarına sıkıntılar vermekle, onları temizleyip, derecelerini yükselterek kendisine kavuşmalarını murad etmiştir. Bir kul, Allah'ı tanıyıp Resulu'ne iman edip de, O'na teslim olup yöneldiğinde, Allah onun davasında samimi olup olmadığını denemek için ona bir takım sıkıntılar verir. Bu kula gelen sıkıntıların şiddeti, onun Allah katındaki değeriyle doğru orantılıdır.
Ebu Hazim, ömer'in şöyle dediğini nakleder. "Birgün Resulullah'ın yanına girdim, ateşi vardı. Elimi elbisesinin üstüne koydum, ateşi gene hissediliyordu. Kendisine " ya Resulullah, ateşlendiği zaman sizin gibi ateşi yükseleni görmedim"; dedim. Bunun üzerine bana şöyle dedi: " Bizim ecrimiz de böylece iki kat olur. En çok belaya maruz kalanlar önce peygamberler, sonra Salih kullardır. öyle peygamberler gelip geçti ki fakirlikten bütün varlıkları bir aba olmuştur. öyleleri oldu ki haşeratlar her yanlarını sarmış ve öyle ölmüşlerdir.";
Resuller en çok belaya maruz kalanlardır. Ve resullere tabi olanlar, Allah katındaki değerlerine göre onların arkasından gelirler..
"Allah ve Resulu'nu seven, belaya karşı bir siper edinsin. Canımı elinde tutan Allah'a andolsun ki Allah ve Resulü'nü sevene bela, dağın tepesinden aşağı inen su gibi süratle gelir.";
Hadis
Said bin Cübeyr'in şöyle dediği rivayet edilir : "Musibetlerle o kadar beraber oldum ki, musibetlerle karşılaşmadığım zaman Rabbimin beni terk ettiğini zannederdim.";
Ebu Derda'nın : "üç şey vardır ki, insanlar ondan hoşlanmaz, ama ben hoşlanırım : fakirlik, hastalık, ölüm " dediği rivayet edilmiştir.
Mümin rüzgardan etkilenen ekin gibidir, devamlı bela içinde olur. Münafık kesilinceye kadar etkilenmeyen çam ağacına benzer.
Hadis
Dünya müminin zindanıdır, kafirin cennetidir.
Hadis
Hasan Basri şöyle demiştir: "Mümin hep korku içinde olur, onu ancak bu hal düzeltir. Zira o iki günah arasındadır. Biri geçen günah, Allah'ın ne yapacağını bilmez, diğeri de gelecek günah, Allah'ın ne yazdığını bilmez.";
Bu belalar, kulları günahlardan temizler bundan sonra dereceleri yükselmeye başlar. Sıkıntılar kulu temizlemekle beraber olgunlaştırır. Allah bu yolla kulunu terbiye eder. Sabır ve tahammülünü artırır ve ona daha ağırlarına dayanacak kuvveti verir..
Allah kimseye kaldırabileceğinden fazlasını yüklemez..
Ayet
Allah bu gibi sıkıntıları, kuluna vermekle onun kendisine yönelmesini dilemektedir. Acizliğini ve muhtaçlığını öğrenen kul, artık yaradılmışlara gitmek yerine yalnızca Allah'tan yardım ister ve Allah'a dayanıp yönelir..
Müminler ancak Allah'a tevekkül etmelidirler.
Ayet
Ebu Zer'den şöyle rivayet olunmuştur: " Resulullah "Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu gösterir ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse O, ona yeter. Elbette Allah kendi emrini yerine getirip gerçekleştirendir' ayetini okudu ve nihayet bitirdi. Sonra bana dönüp "Ey Ebu Zer! Eğer bütün insanlar bu ayete yapışsaydı, bu onlara yeterdi"; dedi ve arkasından bana aynı ayeti tekrar tekrar, uykusu gelinceye kadar okudu.";
Kulum bana tevekkül ettiği zaman, yer ve gökler üstüne gelse ona bir çıkış yolu gösteririm.
Kudsi hadis
Allah'ın izni olmadan vuku bulacak hiçbir oluşum, eylem yoktur. Her kıpırdanış Allah'ın bir yaratmasıdır. Bütün hakimiyet Allah'ındır..
Resulullah " Beni Rabbim terbiye etti, ne güzel terbiye etti"; der.
Ayakkabınızın bağı dahi olsa Allah'tan isteyin, zira Allah kolaylaştırmazsa andolsun ki onu da elde edemezsiniz.
Hz.Ayşe
Muhammed bin Şuayb'ın rivayetine göre, ebu Müslim dualarında "Allahım bana yemek ver, Allahım bana yağ ver, Allahım bana odun ver"; diyerek her türlü arzusunu Allah'tan isterdi…
"Fakirliğimle övünürüm";
Hadis
Buradaki fakirlikten kast, Allah'a muhtaçlıktır, her türlü yardımın ancak Allah'tan geleceğini, her türlü sıkıntıyı yalnızca Allah'ın giderebileceğini idrak edip, O' teslim olup O'na tevekkül etmektir. Allah'a itaat edip Resulullah'a tabi olanlara da Allah "sizin veliniz benim"; der.
Biz de inanıp teslim olduk, O'ndan razıyız..
Bir gün Malik bin Dinar Rabia katına geldi. Gördü ki bir eski hasır döşemiş, kerpici yastık edinmiş, bir sınık bardaktan abdest alırdı. özü yandı. Dedi ki: "Benim bildiğim beyler vardır, eğer dilersen varayım sana örtü döşek getireyim."... Rabia : "Ya Malik, Yaradan benim halimi bilir mi, bilmez mi?"; dedi. Malik "bilir"; dedi. Rabia :"İmdi O ne dilerse biz de öyle dileriz"; dedi..
Tezkiret-ul evliya
Her kim kulluk davası eder, onun gönlünde murad kalmış ola, davası yalandır.
Ahmed-i Mağribi
"Kim benim hükmüme razı olmaz, belalarıma sabretmezse kendisine benden başka bir ilah bulsun.";
Kudsi hadis
Kim dünyadan kaybettiği bir şeye üzülürse, cehenneme bin senelik mesafeden yaklaşmış olur. Kim ahiretten yitirdiği bir şeye üzülürse bin yıllık mesafeden cennete yaklaşmış olur.
Hadis
Meryem oğlu İsa havarilere : "size doğrusunu söyleyeyim - İsa (as) genellikle sözlerine başlarken böyle derdi "dünyayı en çok seveniniz, musibetler anında sabredemeyip feryad edenlerinizdir."; Demiştir..
İsa aleyhisselamın duası:
Allah'ım, çirkin gördüğüm şeyleri defedemez, faydasını umduklarımı da elde etmekten acizim. İş başkasının elinde, ben ise amelimin rehini oldum. Benden daha fakiri yok. Düşmanlarımı sevindirip, dostlarımı mahzun etme, başıma gelecek musibeti dinimde kılma. Bana merhamet etmeyecek birisini bana musallat etme.";
Haberiniz olsun, Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.
Onlar iman edenler ve sakınanlardır. Müjde dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah'ın sözleri için değişiklik yoktur. İşte büyük "kurtuluş ve mutluluk' budur.
Yunus 61-64
Dünya ve ahirette mutlu olacakların, Allah'a kulluk edip O'ndan sakınanlar olduğu söyleniyor. çünkü iman ve salih amel gönülleri tam huzura kavuşturur. İmanın, insanın gönlüne huzur vermesi yasadır. Allah'ın sünnetidir. Dünyada dert ve fakirlik çekilse bile, O'nun kaderine olan imanları, kendilerini derin bir huzur içinde yaşatmaya yeter. İşte asıl başarı, dünya ve ahirette böyle iman huzuruna ermektir.
Allah'ın velileri, O'na gönülden yönelen, yasaklardan sakınıp korunanlardır. Allah böyle kullarını sever ve mutlu yaşatır. Asıl hayat ahiret hayatıdır.
Kuran'da yeralan, resullerin Allah'la olan ilişkileri bize örnektir..
Resuller belaya maruz kaldıklarında, zulme uğradıklarında ya da kendi nefislerine zulmettiklerinde, gönülden Allah'a yönelirler - bu yönelmenin secde ederek olduğunu görüyoruz -, kusurlarını itiraf edip nasıl yardım istediklerini kitaptan öğreniyoruz...Onlar, ilim verilmiş, Allah'ı bilen kullar oldukları için, her an zikreder her an uyanık ve kendilerini gözden geçiren kullar olarak yaşadılar..
Allah'tan ancak alim olan kullar içleri titreyerek korkar..
Ayet
Ve gafletten uzak bu hal, onlara şunu yaşattı..
"Onlar her tutum ve davranışlarında Allah'a yönelirlerdi";
Bu bizim örnek almamız gereken esas durumdur. Rabbini bilen kendini bilir. Secde ve tefekkür, Allah'ın hakkı, nuru ve hikmeti kalbimize ilham etmesinin vesilesidir. Bir kul Allah'ın yaradılış yasalarını, Allah'ın sünnetini bildiği zaman, olan biten onu sarsmaz. Ona düşen güzel bir sabırdır..Allah'ın sünnetinde de bir değişiklik olmaz. Sapasağlam ayakta duran din budur. ";Ol"; emriyle gökler ve yer yaratılmış, insan da Allah'ın halifesi olarak bu düzende yerini almıştır..
Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.
Casiye 22
O sizi yeryüzünün halifeleri kıldı ve size verdikleriyle sizi denemek için kiminizi kiminize göre derecelere yükseltti. Şüphesiz senin rabbin sonuçlandırması pek çabuk olandır ve şüphesiz O, bağışlayandır, esirgeyendir.
Enam 165
"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılı olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır.
öyle ki, elinizden çıkana karşı üzüntü duymayasınız ve size Allah'ın verdikleri dolayısıyla sevinip, şımarmayasınız. Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez.
Hadid, 22-23
öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen bir hanif olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din budur. Ancak insanların çoğu bilmezler.
Rum 30
Ey Ayşe, bilmiyor musun? Kul secde ettiği zaman, Allah onun secde yerini ta yedi kat yerin sonuna kadar tertemiz kılar.
Hadis
Evren ve içindekiler İslam fıtratı üzerine yaratılmıştır ve yaradılış bir amaçla Hak üzeredir. Bütün bu varlıkta Allah'ı tesbih etmeyen, secde etmeyen ve onu zikretmeyen bir şey yoktur.
Göklerde ve yerde her ne varsa isteyerek de, istemeyerek de Allah'a secde eder.
Sabah akşam gölgeleri de…
Rad 15 (secde ayeti)
Allah'ın herhangi birşeyden yarattığına bakmıyorlar mı? O'nun gölgeleri sürünerek sağdan ve soldan Allah'a secde ederek döner.Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah'a secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar.üstlerinden heran bir azab gönderme gücüne sahip olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.
Nahl 48-50 (secde ayeti)
Görmedin mi, göklerde ve yerde olanlar ve sıra sıra uçan kuşlar Allah'ı tesbih ederler. Her biri, kendi duasını, tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah onların yaptıklarını bilendir. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır ve dönüş yalnızca O'nadır.
Nur 41-42
Bu durumda yaradılanın Allah'ı zikrettiği bu varoluşta bize düşen de Allah'ı çok zikretmektir ki, süregiden, yol verilmiş bu uyumlu akıntıya ters düşüp, karanlıklar içinde kalmayalım…
Kalpler ancak Allah'ın zikriyle mutmain olur.
Ayet
Resulullah (s.a.v.) "Kuran tüm ruhsal hastalıklar için şifadır"; der..
Bu düşünüp kavrayarak kitabı okumak ve onu yaşama geçirmektir..
Andolsun size bütün durumlarınızı kapsayan, zikrinizin içinde bulunduğu bir kitap indirdik.
Enbiya 10
Bizim kavramamız gerekenin başında, Allah'ın bize ne kadar yakın olduğu gelir. O'nun ilmi ve rahmeti ile bütün yarattığını kuşattığını kalbimizle bilmemiz, bizi O'na yaklaştıracaktır. Bütün yaradılmışlar O'nun isimlerinin, sıfatlarının tecellisidir..
''Ben gerçekten, benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir, dosdoğru yolda olanı korumaktadır.
Hud 56
Ey nas! Kendinize geliniz. Siz ne sağıra ne de gaybe dua etmiyorsunuz. Siz kusursuzca duyan, pek yakın ve sizinle beraber olana dua ediyorsunuz.
hadis
Allah'ın bilmesi, görmesi, duyması, algılaması ve kavranamayan herşeyden haberdar olması kendisindedir. Hiçbir yarattığı, O'nun -dilediği ve izin verdiği kadarının dışında- kendisinde olanı bilemez. Bildirilen, bildirilmeyen bütün sıfat ve kavramlar O'nunla vardır. Gökler ve yer içten ve dıştan hep O'nun tam olan bilgisiyle kuşatılmıştır. Hiçbirşey O'ndan gizli kalamaz.
Herşey O'nun içindedir. Herşey O'na aittir, O herşeyi yönetendir ve herşey O'na muhtaçtır. Herşey O'nu tesbih eder. Allah'tan bağımsız olan birşey yoktur. Herşey O'nunla vardır.
Doğrusu güldüren ve ağlatan O'dur.
Doğrusu, dirilten ve öldüren O'dur.
Doğrusu, çiftleri, erkek ve dişiyi yaratan O'dur.
Bir damla sudan döl yatağına meni döküldüğü zaman.
Gerçek şu ki diğer diriltme de O'na aittir.
Necm 43-47
"Allah bir işi yürürlüğe koymak istediğinde, kişilerin aklını başlarından alır, o işi yürürlüğe soktuktan sonra akıllarını onlara geri verir ve onlar da pişmanlık duyarlar.";
Hadis
Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden O'dur. Yere gireni, ondan çıkanı bilir. Her nerede iseniz O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görendir.
Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonunda bütün işler Allah'a döndürülür.
Geceyi gündüze bağlayıp katar, gündüzü de geceye bağlayıp katar.
O, göğüslerin özünde saklı olanı bilendir.
Hadid 4-6
Yapılması gereken özetle şudur, mümin kul için her nimet ve sıkıntıda, Allah ve Resulu'nun bize öğrettiği gibi :
Hemen kalkıp abdesti güzel almak - bu namazda huşu sağlar - bu farzı - abdesti olmayanın namazı da yoktur - yerine getirirken kalbimizi Allah'a açıp dualarla O'na yaklaşmak ; Kul kalbi ile Allah'a yöneldiğinde, Allah da onun kalbine yönelir ve rahmetini, sevgisini ona ilka eder..
Namaza başlamadan kalbimizi Allah'a açarak kovulmuş şeytandan Allah'a sığınmak – euzu - kusurlarımıza tevbe etmek, bütün kötülükleri nefsimizden bilmek ve kalp katılığından Allah'a sığınmak ve bizi yaratan, bize gözler gönüller veren, tüm varlığımızı borçlu olduğumuz Rabbimize, kendimizde hayırdan ne varsa O'ndan olduğunu bilip, şükretmeye takat getiremeyeceğimizi kavrayıp "nimet de senden şükür de senden"; diyerek, yaradılmışların sayısınca hamdetmek ve hakkıyla hamdetmekten aciz olduğumuzu itiraf etmek "senin kendini hamdettiğin gibi seni hamdetmekten aciziz " demek, Resulullah'a salavat getirmek - Allah'tan farzdır, haya sahibi için borçtur, aşık için mutluluktur - gönderilmiş elçilere, Salihlere ve meleklere selam etmek ve namaza durmak… gerekir.
Allahu Teala Musa'ya (as) vahyetti "Ey Musa! Bana dua ettiğin vakit, dilini kalbine tabi kıl, beni zikrederken huşu içinde ve mutmain bir durumda ol. Huzurumdan kalktığın zaman hakir ve zelil bir şekilde kalk ve nefsini kına. çünkü o kınanmaya en layık olandır. Bana yakarışta bulunduğun vakit, titreyen bir kalp ve doğru bir dille yakar";
Biz namazda Allah'ın huzurundayız. O'nunla konuşuruz. O'na dua ederiz, kalbimize isteyeceklerimizi O ilham eder. Biz O'na yöneldiğimiz gibi O da bize yönelir. Yapılacak duanın özü – aslında hakikatin özü – şudur; Aczi itiraf etmek ve O'dan -muhtaçlık bilinciyle- yardım dilemek. İltica bunun etrafında döner. Rukuda secdede dualar devam eder. Namazda okunan sureler, namaz duaları, secde tesbihleri arasında Rabbimizle konuşup O'ndan yardım dilemeliyiz, O' na tüm varlığımızla yönelebilmeliyiz..
Biz Allah'tan geldik O "na döneriz.
"Kullarımdan bir kuluma bedeni, yahut malı, yahut evladı yüzünden bir musibet verirsem, o da buna güzel bir sabırla karşılıkta bulunursa, kıyamet günü kendisi için bir mizan (terazi) kurmaktan, yahut hesap defteri açmaktan haya ederim";
Kudsi hadis
Kulunun eza çekmesine Allah'tan daha fazla değer veren bir başkası yoktur.
Hadis
"Bir müslümana bir diken veya ondan daha önemsiz eza verici bir şey dokunursa, Allah mutlaka ağacın kuru yapraklarını döktüğü gibi onun günahlarını döker.";
Hadis
Allah merhametlilerin merhametlisidir…
"Kendilerine musibet verildiğinde sabreden, nimet verildiğinde şükreden, zulme uğradığında affeden, haksızlık yaptığında af dileyen kimseler, emniyete kavuşanlar ve hidayet erleridirler.";
Hadis
Allah Kuran'da resullerine elçilik vermesiyle ilgili olarak bir çok resul için; "Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz"; diyor.
Erginlik çağına gelince, kendisine hüküm ve hikmet verdik. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Yusuf 22
Bu iyiliğin niteliğinin sakınmak ve sabretmek olduğu Yusuf suresinde şöyle belirtiliyor :
"Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz.";
Yusuf 90
Habib şöyle diyor: "Bir adam Allah'ın Resulü Yakub'a (as) uğramış, bakmış ki Yakub'un kaşları gözlerinin üzerine sarkmış bir vaziyettedir. Bir bez parçası ile onları kaldırmış ve "Ey Allah Resulü! Ne bu gördüğüm halin?"; Diye sormuş. Yakub : " Zamanın uzunluğu ve hüznün çokluğundandır"; demiş. Bunun üzerine Allahu Teala Yakub'a vahyederek: "Şikayet mi ediyorsun ey Yakub?"; demiş. Yakub da " Ya Rabbi, kusur ettim bağışla"; demiştir.
Hasan diyor ki: "Eyyub aleyhisselamın geriye sağlam olarak yalnızca iki gözü, kalbi ve dili kalmıştı. Kurtlar bedeninde yüzüyordu. Bu halde yedi sene mabedde kaldı.
Mubarek bin Fuyale, Hasan'ın şöyle dediğini işittim diyor: "Eyyub (as) başına her bela geldiğinde : "Ey Allahım! Sen verdin, sen aldın, beni sağ bıraktığın müddetçe yaptığın imtihanın güzelliğinden dolayı sana hamdederim' derdi.";
İbn Ebu Ebza diyor ki: "Allahın Resulü Davud (as) : " Eyyub insanların en sabırlısı, onların en mulayimi ve öfkesini en fazla yeneniydi ' " demiştir.
Kulumuz Eyyub'u hatırla. Hani o: "Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azab dokundurdu"; diye Rabbine seslenmişti.
Gerçekten, Biz onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. çünkü o daima Allah'a yönelip dönen biriydi.
Sad 41-44
öfkesini Allah'a isyanla dindirenler için cehenneme girecekleri bir kapı bulunur..
Hadis
Hasan Basri şöyle demiştir : "Allah'ın, kendisini dünya nimetleriyle yararlandırdığı kimse orada bununla, kendisine tuzak kurulmadığından emin olabiliyorsa, onun ilmi ve ufku daralmış demektir. Allah'ın dünyayı kendisinden uzak tuttuğu kimse de, böylece kendisi için hayır istendiğini anlayamıyorsa, ilmi ve görüşü daralmış demektir.";
Ukbe bin Amr diyor ki: "Resulullah: "Bütün isyanlarına, inadına rağmen, Allah'ın bir kuluna istediklerini verdiğini görürsen bil ki bu, Allah'ın onu yavaş yavaş bilmeyeceği yönden azaba sevketmesidir' dedi. Resulullah daha sonra şu ayeti okudu: "Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine her şeyin kapılarını açtık. öyle ki kendilerine verilen şeylerle "sevince kapılıp şımarınca' onları apansız yakalayıverdik, umutsuz kalıverdiler.";
"Mümin için hepsi hayırdır. Nimete kavuştuğunda şükreder bu hayırdır, sıkıntıya uğradığında sabreder, bu da hayırdır.";
Hadis
Musibet ve sıkıntı geldiği zaman sabrederek genişliği beklemek ibadettir. Eleminden şikayet etmemen, başına gelen belayı anmaman, yüce Allah'a saygıdan ve O'nun hakkını bilmekten ileri gelir.
Hadis
"Onlar bollukta da darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlardaki haklarından bağışlama ile vazgeçenlerdir. Allah iyilik yapanları sever.";
Al-i İmran 134
Sıkıntı, bela hakkında yapılacak en güzel şey kadere teslim olmaktır. Müslüman, kaderi ve ilahi hükmü geri çeviremez. Sevmediği bir şeyle karşılaşırsa şöyle duada bulunsun: "Allah'ım iyilikleri ancak sen verirsin, kötülükleri ancak sen defedersin. Güç ve kuvvette ancak senin sayendedir.";
Hadis
Ey dünya! Benim evliya kullarıma önceleri acı ol, kederli ol. Ta ki, seni sevmesinler. Sana bağlanmasınlar. Sonraları, ahir ömürlerinde ise onlara hizmet et. Kendilerinin hizmetçisi ol. Ta ki, seninle meşgul olmasınlar.
Kudsi hadis
Dünyanın tatlısı ahiretin acısıdır, dünyanın acısı ahiretin tatlısıdır..
Cennet, dünyada sıkıntılarla, belalarla çevrilmiştir, cehennem de dünyada haz duyulan şeylerle çevrilmiştir.
Hadis
Yoksa sizden önce gelip-geçenlerin hali başımıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlara öyle bir yoksulluk, öyle dayanılmaz bir zorluk çattı ve öylesine sarsıldılar ki, sonunda elçi, beraberindeki mü'minlere, "Allah'ın yardımı ne zaman?"; diyordu. Dikkat edin, şüphesiz Allah'ın yardımı pek yakındır. Bakara 214
"İman iki yarımdadır. Yarısı sabırda, yarısı şükürdedir.";
Hadis
İbrahim bin Duha der ki;
"Bir kimse yedi geçitten geçmedikçe salihler derecesine kavuşamaz:
O kimseye nimet kapısı kapanıp, şiddet kapısı açılır.
Lezzet kapısı kapanıp, zillet kapısı açılır.
Rahat kapısı kapanıp, uğraşma ve zahmet kapısı kapanır.
Uyku kapısı kapanıp, uykusuzluk kapısı açılır.
Zenginlik kapısı kapanıp, fakirlik kapısı açılır.
Amel kapısı kapanıp, ölüme hazırlık kapısı açılır.
Neşe kapısı kapanıp, üzüntü ve gam kapısı açılır.";
Allah yolunda işler zordur. Bize düşen sabretmek ve karşılığını Allah'tan beklemektir. Kulluğumuzdaki kusurlar için tövbeyi kalbimizden ve dilimizden bırakmamız olmaz. Ya Allah'a ellerimizi açıp dua ederiz, ya da helak oluruz. Allah'tan güzel bir yakınlık ve afiyet en güzel nimettir. Allah'tan bunu dileyelim…
Rabbiniz dedi ki: " Bana dua edin, size icabet edeyim. Doğrusu bana ibadet etmekten büyüklenenler, boyunları bükülmüş olarak cehenneme gireceklerdir.
Mü'min 60
Kim kalbinde bir samimiyetle iyilikte bulunarak kendini Allah'a teslim edip O'na yönelmişse, Allah onun velisidir. Bizim için hayırlı olanı O bilir. Belki biz bir şey dileriz ama onda bizim için hayır yoktur, belki bir şeyi şer görürüz ama o bizim için hayırlıdır. Allah bilir biz bilmeyiz. Allah kendine yönelmiş kulu için hayırdan başkasını dilemez. O'na, güzellikle yönelerek hikmeti kalbimize vermesini dileriz. Hikmetin kalbe girmesiyle olayların iç yüzünü Allah bize gösterir. Böylelikle hatalardan korunup, güzel bir tahammülle kolaylığın gelmesini bekleriz..
Her güçlüğün arkasından bir kolaylık vardır.
Ayet
"Kişinin Allah katında bir derecesi bulunur. Ona yapacak olduğu herhangi bir amelle ulaşması mümkün olmaz. Bu nedenle Allah onu hoşlanmadığı bir işle denemeden geçirir ve bununla onu ulaşması gereken dereceye ulaştırır.";
Hadis
Kim Allah'tan korkup sakınırsa, Allah ona doğruyu yanlıştan ayıracak bir nur ve anlayış verir.
Ayet
Allah buyuruyor:
"Sonra yüzümle onlara yönelirim. Yüzümle yöneldiğim kimseye neyi vermek istediğimi herhangi bir insanın bileceğini mi sandınız?"; devamla şöyle buyurdu:
"Onlara ilk vereceğim şey nuru kalplerine akıtmaktır. İşte o zaman ben onlardan haber verdiğim gibi, onlar da benden haber verirler."
Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim...
Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem.
Kudsi hadis
Allahu Teala buyuruyor: " Kulumun benimle meşgul olması en önem verdiği iş olursa, onun arzu ve lezzetini zikrimde kılarım. Bir de arzu ve lezzetini zikrimde kılarsam, o artık bana aşık olur ben de ona aşık olurum. Birbirimize aşık olursak onunla aramdaki perdeyi kaldırırım. Bu hal artık onun umumi hali olur. İnsanlar yanıldığında o yanılmaz. İşte böyle olanların sözleri peygamberlerin sözleri gibidir. Gerçek kahraman onlardır. Onlar o kişilerdir ki, yer ehline azab vermek istediğim zaman, kendilerini hatırlarım da azabtan vazgeçerim.
Beni, ne yerim aldı, ne de semâm... Lakin beni mü'min, taki, naki, vera hali sahibi kulumun kalbi aldı...
kudsi hadis
Yaklaşanlar, kendilerine farz kıldığım ibadetlerin edasında olduğu kadar hiç bir şeyde
yaklaşamazlar... Gerçekten, bir kul Bana nafilelerle de yaklaşır. Böylece bana yaklaşanı severim. Sevince de kulağı olurum, eli olurum, dili olurum. Böyle ki oldum, Benimle işitir... Benimle görür... Benimle konuşur... Benimle tutar... Benimle yürür.
Kudsi hadis
Kim Allah'a ve Resul'e itaat ederse, işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular, şehidler ve Salihlerle beraberdir. Ne iyi arkadaştır onlar.
Nisa 69
Subhane rabbike rabbil izzeti amma yesufun, ve selamun alel mürselin velhamdulillahi rabbil alemin..